1 Ağustos 2009 Cumartesi
Her sevgili sevişir
enç oyuncu Selen Seyven'den çarpıcı açıklamalar...
"Emre benim çok sevdiğim bir oyuncu ve arkadaştır... Evet, yakalanma gibi bir olay basına yansıdı ama onun içeriğinde bir aşk, bir ilişki kesinlikle yoktu. şanssız bir gündü. şu an hayatımda kimse yok. Olursa da kendimi frenlemem. Çünkü duygularına gem vuran biri değilim."
Adını "Genco" dizisiyle duyuran Selen Seyven, şu sıralar yeni bir heyecan yaşıyor. "Abim" adlı sinema filminde Levent Üzümcü ve Mustafa Üstündağ ile başrolü paylaşan genç oyuncu, hem bu iddialı yapımı hem de Emre Karayel'le adının karıştığı aşk dedikodularının aslını Kelebek'e anlattı.
Öncelikle "hayırlı olsun" demek istiyorum, yeni bir sinema filmine başlıyormuşsunuz... "Abim" adlı bu projeye nasıl dahil oldunuz?
Filmin oyuncu elemelerine katıldım ve 30 kız arasından ben seçildim. Bu filmde olmayı çok istiyordum zaten, çünkü senaryo beni çok etkilemişti. Film bir ağabey-kardeşin hikayesini anlatıyor.
Başrol mü oynayacaksınız?
Evet... Üç başrol var; Levent Üzümcü, Mustafa Üstündağ ve ben... Temmuz ortalarında Marmaris'te çekimlere başlıyorum.
Filmdeki karakterlerden biraz bahsedebilir misiniz?
Levent Üzümcü ve ben, Arif ile Melek adlarında, zeka özürlü iki karakteri canlandırıyoruz. Zeka geriliği olan, fiziksel hiçbir engeli bulunmayan karakterler bunlar. Hem aksiyon hem de aşk barındıran, çok güçlü bir senaryo. Yaşanan çok masum, çok acemi, çok etkileyici bir aşk. Bu filme gerçekten güveniyorum.
Zihinsel engelli birini canlandırmak zor olmalı... Nasıl hazırlandınız rolünüze?
Senaristim ve Levent Üzümcü ile haftalardır prova yapıyoruz. Hem karakterleri çıkarmak hem de doğru oyunu yakalamak adına çalışıp duruyoruz. Psikolojik bir danışmanımız da var. Karakteri beyazperdeye doğru şekilde yansıtmak için elimden geleni yapıyorum.
Filmden sonra tiyatro
Seyirciyi bu projede neler bekliyor? Seyirci zaman zaman çok sinirlenecek, zaman zaman çok gülecek... Bol bol da gözyaşı dökecek açıkçası...
Bu sizin ikinci sinema filminiz, öyle değil mi?
Evet, "Janjan"dan sonra "Abim"de rol alıyorum.
Dizi mi, sinema mı sizi daha çok heyecanlandırıyor?
Sinema... Çünkü sinema bana çok büyülü geliyor. Kocaman bir beyazperdede kendimi görmek beni heyecanlandırıyor. Aslına bakılırsa o ikisinden de çok tiyatro heyecan veriyor...
Tiyatro oyununda yer aldınız mı hiç? Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde oynadım. Müjdat Hoca'nın kadrolu oyuncusuydum. şimdi Erdal Cindoruk'un yöneteceği bir oyun var gündemde... Sinema filminden sonra ona başlayacağım. Tiyatroda var olmayı çok istiyorum. Bana kalırsa tiyatro sahnesi oyunculuğu daha canlı tutuyor. Oyuncuya çok şey kattığını düşünüyorum.
Her sevgili sevişir
Adınızı ilk olarak "Genco" ile duymuştuk. Bu dizi size neler kattı? "Genco" benim ilk gözağrım... Kameraya alıştığım, seti tanıdığım ilk proje... Bu sektörde işlerin nasıl yürüdüğünü "Genco" sayesinde öğrendim. Çok toydum; beni yetiştirdi, büyüttü. Piyasada yolumu açtı.
Oyunculuk için yaptığınız, yapabileceğiniz en büyük fedakarlık nedir?
Her şeyi yaparım, çünkü bu benim mesleğim. Ama şu ana kadar bu uğurda yaptığım hiçbir fedakarlık yok. Zaten ailem oyuncu olmam için beni çok destekledi. Senaryoya inandığım takdirde de her rolü oynarım.
Dizilerde sevişme ve öpüşme sahneleri eskisinden daha sık kullanılıyor. Sizin bu konuda kurallarınız, yasaklarınız var mı?
Benim için senaryo önemli... Bu mesleği seçtim, bu işten para kazanıyorum, senaryoya inanırsam tabii ki oynarım. Günlük hayatta herkes sevgilisiyle öpüşmüyor mu, sevişmiyor mu? Bir dizide sevgiliyi oynuyorsan, onu uzaktan sevemezsin. Benim yaşımda bir kızın öpüşme sahnesi varsa, tabii ki öpüşürüm.
En büyük hayalinizi sorsam...
Tim Burton'la tanışmak ve onun bir filminde rol almak...
Oyunculuk dışında neler yapıyorsunuz?
Ufak hikayeler yazıyorum. Bir kitap okuyordum, ondan esinlenerek senaryo yazmaya da başladım. Ezel Akay'ın çekmesini istediğim bir senaryo bu... Bir de resim yapıyorum. Hepsi o kadar...
Evlilik hayalleri kurmaya başladınız mı?
Şu an için asla! Daha 23 yaşındayım...
Adınız Emre Karayel ile anıldı son dönemde, doğruluk payı var mı o haberlerde?
Emre benim çok sevdiğim bir oyuncu arkadaşımdır... Evet yakalanma gibi bir olay basına yansıdı ama onun içeriğinde bir aşk, bir ilişki kesinlikle yok. şanssız bir gündü.
Şu an hayatınızda kimse yok mu yani?
Yok...
Aşk size neler yaptırır?
Oyunculuk uğruna yapabileceklerimden çok daha azını... Mesleğim için her şeyi yaparım ama aşk için asla! Özellikle de mesleğimi engelleyecek bir durum söz konusuysa... Gelecekteki eşim veya sevgilim, bana kesinlikle �Bu karakteri oynayamazsın� diyemez. Derse de hayatımda olamaz.
Dizi setlerinde filizlenen aşklar için neler söyleyeceksiniz?
Hiç başıma böyle bir şey gelmedi. Sonuçta orada hepimiz işimizi yapıyoruz. Yine de büyük konuşmak istemem. Çünkü bir gün gelir de bu tür bir yakınlaşma yaşarsam, kendimi frenleyeceğimi sanmam. Duygularına gem vuran biri değilimdir
Dizi oyuncusu böyle evlendi
STAR TV'nin sevilen dizisi Baba Ocağı'nın oyuncularından Mustafa Şen ile devlet tiyatrosu sanatçısı Canan Erener, İzmir'de dünyaevine girdi.
Çift, gelin arabasının önüne oyuncak bebek yerine bir çift oyuncak eşek bağladı.
Urla Beygua Restoran'daki düğüne Baba Ocağı'nın yönetmeni Mustafa Şevki Doğan, senaryo yazarı Filiz Ekinci ile dizi oyuncuları Aylin Kabasakal, Uğur Demirpehlivan, Burak Özçivit, Emin Gürsoy ve Atilla Karagöz'ün yanı sıra İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Hülya Savaş Akdoğan, sanatçılar ve çiftin yakınları katıldı. Baba Ocağı'nın işini bilen, çapkın karakterini canlandıran Mustafa Şen ve Canan Erener düğünün yapılacağı restorana denizden kayıkla geldi.
Şen ve Erener'in nikah tanıklıklarını ise yine kendileri gibi oyuncu olan Barış Falay ile eşi Esra Ronabay Falay kucaklarında bebekleri Mavi Rüzgar ile birlikte yaptı. Nikah memuru Hadiye Çetin'in, önceki evliliği nedeniyle Mustafa Şen'in evlenmesine engel bulunduğu yolundaki esprisi, sanatçının kısa süre de olsa zor anlar yaşamasına neden oldu. Nikah'ın ardından dans eden çift, konuklar tarafından alkışlandı.
Mustafa Şen, gelin arabasının önünü bebek yerine niye oyuncak eşekle süslediklerini soranlara, �Evlilik kimileri tarafından eşeklik diye algılanır. Biz eşeklik etmedik, güzel bir eylemi gerçekleştirdik� dedi."
Azeri oyuncu "Acı" filmini anlattı
DİLBER�in Sekiz Günü filmindeki rolü ile üç ayrı festivalde �en başarılı kadın oyuncu� ödülü alan Azeri asıllı Nesrin Cavadzade, 2 Ekim'de vizyona girecek �Acı� filminin çekimlerinde iki parmağının donma tehlikesi geçirdiğini anlattı. Azeri oyuncu, �Donan parmaklarımı set işçisinin ağzına sokup kurtardım� dedi.
Çocuk doktoru olan annesi Feride Cavadzade�nin, Muğla�nın Datça İlçesi Eski Datça Mahallesi�ndeki taş evinde tatilini geçiren Nesrin Cavadzade, yönetmenliğini Cemal Şan'ın yaptığı �Acı� filminin geçen şubat ayında Erzincan'ın Yılmazköy Köyü'ndeki çekimlerinde, bir sahnede yarım saat karlar üzerinde yüzükoyun yattığını söyledi. Yeni filminin çekimlerinde parmaklarını kaybetme tehlikesi yaşadığını belirten Nesrin Cavadzade, başından geçen olayı şöyle anlattı:
"Başrollerini Erol Demiröz ile paylaştığım filmin çekimleri 2 bin metre yükseklikteki bir dağ köyünde gerçekleştirdik. Erzincan'ın Yılmazköy Köyü'nde çok soğuk havada, zor koşullarda filmi tamamladık. Dede ile torunun hikayesini anlatan filmde bir sahne vardı. Hayatımda böyle acı çekmedim. O sahnede karların üzerinde yüzükoyun yatmak zorundaydım. Ama kar, kar değil buz olmuştu. Yarım saat süren çekimler sırasında parmaklarım resmen buza yapıştı. Dayanılacak bir acı değildi, �kurtarın beni� diye ağladım. Buzdan beni kaldırdıklarında artık iki parmağımı hissetmiyordum. İşte o sırada imdadıma bir set işçisi yetişti. İsmi Yasin Özdemir'di. Zaten çekimlerini yaptığımız köyün insanı idi. Belli ki benzer konularda deneyimi vardı. Bana, parmaklarımı kendi ağzına sokmamı söyledi. Parmaklarımı set işçisinin ağzına sokarak kurtardım."
CAN YÜCEL ÇOK HAKLIYMIŞ
11 yaşından beri Türkiye'de yaşadığını ve Şişli Terakki Lisesi mezunu olduğunu söyleyen Azeri oyuncu, Datça'yı üç yıl önce tesadüfen gördüğünü belirtti. Ünlü şair Can Yücel'in yaşadığı yerde olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Cavadzade, "Çocuk doktoru olan annemin işi dolayısıyla önce Marmaris'e sonra Datça'ya geldik. Son bir yıldır annem Eski Datça'da yaşıyor. Ben de fırsat buldukça sık sık Eski Datça'ya geliyorum. Çocukluğumda hayranı olduğum şair Can Yücel'i televizyonda o sigaradan sararmış bıyıkları ile şiir okurken dinlerdim. Anlattığı Datça'yı hep merak etmiştim. Yılar önce Güney Fransa'da küçük bir kasabaya gitmiştik. Daracık sokakları, taş evleri, binalardaki minik heykelleri ile müthiş bir yerdi. �Buradan daha güzel bir yer olamaz� demiştim. Eski Datça'yı görünce fikrim değişti. Burası en az on kat daha güzel. Can Yücel gerçekten de çok haklıymış" diye konuştu.
BEN KABUL ETMEYİNCE, ROL FADİK'E VERİLDİ
Zeynep'in Sekiz Günü filminde ilk teklifin kendisine geldiğini aktaran Cavadzade, "Yönetmen Cemal Şan ile, �Yersiz Yurtsuz� dizisinin çekimleri sırasında tanışmıştım. Bana bir projesinden söz etti. Senaryoyu verdi. Çok beğenince oynamak istedim. Ama daha sonra aramızda anlaşmazlık çıktı. Ve o filmde oynamadım. Benim yerime Sevin Fadik Atasoy oynadı. Şan'ın projesi bir üçleme idi. Kadın aynı kadın ama, hayatına giren erkekler değişecekti. Üçünde de aynı kadın olacaktı. Ama ben ilk filmde oynamayı kabul etmeyince o fikir ortadan kalktı. Üçlemenin son halkası �Dilber'in Sekiz Gününde� oynadım. Bu filmdeki rolümle bu yıl Erzurum, Bursa ve Ankara film festivallerinde en iyi kadın oyuncu ödülü kazandım" dedi.
17 Temmuz 2009 Cuma
Link Değişimi
Blogumuzla link degişimi yapmak isteyen blog sahibleri veya site sahipleri bu konu altından mesaj yazarlarsa gorusuruz... ayrıca sessizdir@hotmail.com adresine mailde atabilirsiniz...
Etiketler:
baclkink yap,
blog link al,
blog link degişimi,
link,
link değiş,
link değişimi,
link pazarı,
link ver al,
linkleme
4 Temmuz 2009 Cumartesi
Hande Yener kaçak gelin
Hande Yener, evlenmekten korktuğunu açıkladı.
Yener�in bu açıklaması, akıllara Julia Roberts�ın başrol oynadığı �Kaçak Gelin� filmini getirdi.
Düğün 2 kez ertelendi
Hande Yener, kendisinden 10 yaş küçük sevgilisi Kadir Doğulu ile 2,5 yıl önce ilişki yaşamaya başlamış, kısa bir süre sonra da evlilik kararı almıştı. 2007 yılının ağustos ayında nişan yüzüklerini takan çift, nikâh tarihini de 10 Eylül 2007 olarak belirledi. Ancak Yener�in yoğun konser programı, düğünün ertelenmesine neden oldu. Geçtiğimiz yıl 14 Ekim�e yeniden gün alan çift, bu kez de Doğulu�nun anneannesinin rahatsızlanması üzerine planları değiştirmek zorunda kaldı. Geçtiğimiz gün TRT 2�de yayınlanan �Boğaziçi�nden� programına konuk olan Hande Yener, evliliğe dair sürpriz bir açıklama yaptı.
Evlilikten korkuyorum
Ünlü şarkıcı, sunucu Tuluhan Tekelioğlu�nun �Neden evlenmiyorsunuz? Artık aşk mı bitti, yoksa Kadir�e güvenemiyor musunuz?� sorusunu şöyle yanıtladı: �Güvenmesem, şu anda ilişkimiz devam etmez. Albümlerimin art arda çıkması, bütün özel hayatımızı durdurdu. Evlenirsem, ertesi gün bir konserim olabilir. Evliliğin bu büyüyü bozmasından korkuyorum. Evlilik, duyguları, ruhu, hareketleri tembelleştiriyor ve böylece aşk bitiyor.� Yener�in bu açıklaması, akıllara Julia Roberts�ın başrol oynadığı �Kaçak Gelin� filmini getirdi. Filmde Roberts, evlenmekten korktuğu için birlikte olduğu erkekleri düğün günü bırakıp giden bir kadını canlandırıyordu.
Eurovision ikincisi Türkiye'de
10 kilo verdim
"Olsun" adlı yeni albümünü piyasaya süren Bendeniz, Habertürk'teki "Bu Gece" programında Saba Tümer'in sorularını yanıtladı.
Kilo verdiği gözlenen şarkıcı, nasıl zayıfladığını soran Tümer'e şu yanıtı verdi: "10 kilo verdim ve hiç zorlanmadım. Annem bile iki ay kendisini sıkarsa 7-8 kilo verir. Bu biraz irade meselesi. Ben böyle şeyleri kafama takan biri değilim."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)